اَوْ كَصَيِّبٍ مِنَ السَّمَٓاءِ ف۪يهِ ظُلُمَاتٌ وَرَعْدٌ وَبَرْقٌۚ يَجْعَلُونَ اَصَابِعَهُمْ ف۪ٓي اٰذَانِهِمْ مِنَ الصَّوَاعِقِ حَذَرَ الْمَوْتِۜ وَاللّٰهُ مُح۪يطٌ بِالْكَافِر۪ينَ
Yahut onların hali, zifirî karanlıklarda gök gürültüsü ve şimşekler arasında boşalan şiddetli yağmura tutulmuş kimse gibidir. Ölüm korkusuyla, yıldırımdan korunmak için kulaklarını tıkarlar. Allah ise o kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.
Bakara, 2:19
♦♦♦
صيب : şiddetli yağmur
ظلمات : zulmetler / gece, bulut, yağmur…
Yahut onların hali denizin karanlıklarına benzer ki, onu üst üste dalgalar örtmüş, dalgaları da bulutlar kaplamıştır. İşte üst üste binmiş karanlıklar… Öyle ki, elini uzatsa göremez. Eğer Allah bir kimseye nur vermemişse, artık onun için hiçbir nur yok demektir.
Nur, 24:40
♦♦♦
Münafık bakışı
Münafık için kâinatta herşey düşman
O yağmuru dilediği kuluna gönderdiğinde, birden seviniverirler.
Rum, 30:487
Yağmur: rahmet yerine musibet
Zulmetlerin ve şiddetli yağmurun üzerine gök gürültüsü, şimşek…
“Her gürültüyü aleyhlerine sanırlar.” (Münafikun, 63:4.)
♦♦♦
Münafık özelliği
ölüm korkusu
İman edenler “Keşke bir sûre indirilse” diyorlar. Fakat hükmü açık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık bulunanların, üzerlerine ölüm baygınlığı çökmüş kimsenin bakışıyla sana baktıklarını görürsün.
Muhammed, 47:20
♦♦♦
Münafık çözümü
- kulak tıkamak
- önce hakka / sonra azaba karşı
Senin bağışlaman için onları her çağırışımda kulaklarını tıkadılar, elbiselerine büründüler, inat ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler.
Nuh, 71:7
♦♦♦
“Allah o kâfirleri kuşatmıştır.”
Münafıkların kâfirliğine vurgu
Size ne oluyor ki münafıklar hakkında ikiye ayrılıyorsunuz? Allah onları, kendi kazandıkları günahlar yüzünden gerisin geri çevirmiştir. Yoksa Allah’ın saptırdığını siz mi doğru yola getireceksiniz? Allah’ın saptırdığı kimse için sen bir çıkış yolu bulamazsın.
Nisâ, 4:88
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Ve Allah herşeyi kuşatmıştır.
Nisâ, 4:126
Heyhat, onlar Rablerine kavuşmaktan kuşku içindedirler. Ama şunu da iyi bilin ki, O herşeyi her haliyle kuşatmıştır.
Fussılet, 41:54
♦♦♦
[Devam edecek]