Sungur Ağabey, birgün Üstad Hazretleriyle beraber Üçüncü Mektub’u okurken, Üstad’ın kendisine şöyle dediğini nakletmişti:
“İnşaallah bu mektubu seninle berzah âleminde yıldızdan yıldıza gezerek okuruz.”
Şimdi ikisi de berzah âleminde.

Sungur Ağabey, birgün Üstad Hazretleriyle beraber Üçüncü Mektub’u okurken, Üstad’ın kendisine şöyle dediğini nakletmişti:
“İnşaallah bu mektubu seninle berzah âleminde yıldızdan yıldıza gezerek okuruz.”
Şimdi ikisi de berzah âleminde.
Üçüncü mektup boyle başliyor:
Bir gece, yüz tabakalık irtifada, bir katran ağacının başındaki yuvada, semânın yıldızlarla yaldızlanmış güzel yüzüne baktım; Kur’ân-ı Hakîmin ( فَلاَ اُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ اَلْجَوَارِ الْكُنَّسِ 3) kaseminde ulvî bir nur-u i’câz ve parlak bir sırr-ı belâğat gördüm. Evet, seyyar yıldızlara ve istitar ve intişarlarına işaret eden şu âyet, gayet âli bir nakş-ı san’at ve âli bir levha-i ibret, nazar-ı temâşâya gösteriyor.
Dipnot-3
“Yemin olsun gizlenen ve açığa çıkan yıldızlara.” Tekvir Sûresi, 81:15-16.